24.04.2003 Arjantin: Zanon işçilere aittir!

Zanon işçilere aittir

Patagonya’da seramik fabrikasını işgal eden işçiler için 8 Nisan nihai bir karardı. Mart’ın ortasında mahkemenin aldığı yeni bir kararla firmanın tasfiye kurulunun fabrikaya girip sayım yapma ve işletmeyi tasfiye etme hakkına sahip olduğunu bildirmişti. Bunun hukuki anlamı 8 Nisanda ilan edilmiş olan boşaltma kararını zorla uygulamaktı. İşçilerin kararlığı, 3 binden fazla insanın fabrikanın önünde toplanması , bölgede çalışan memur ve öğretmenlerin dayanışma grevleri karşısında fabrika boşaltılamadı. Eyalet valisi saatler sonra, durumun ciddi olduğunu ve bundan dolayı fabrikayı boşaltmak için polisi kullanmayacağını açıkladı. Tasfiye kurulunun geldiği 1200 kilometrelik Buenos Aires’e eli boş döndü. Zanon işçilerinin bu tarihsel başarısı, yalnız kendi mücadeleleri için değil Arjanti’nin bir çok bölgesindeki fabrika işgalleri ve boşaltma tehditlerinin olduğu bir dönemde olması açısından da önemli bir başarıydı.

Arjantinde bu dönemde yüzden fazla işletme işçiler tarafından işgal edildi ve yine işçiler tarafından çalıştırıldı. Bu mücadele, 1998’den beri her sene bin işletmenin kapatıldığı bir ülkede işçiler arasındaki dayanışmanın küçük bir adımıydı. Zanon çalışanları mücadelelerini baştan itibaren dışarıya taşıdılar. Direnişlerini fabrika içinde olduğu gibi dışarda da politikleştirdiler. İşçiler, üretimin herkes için yapılması ve yeni iş alanları yaratılabilmesi için devletin fabrıkayı kamulaştırıp işçilerin kontrolüne verilmesini istiyorlardı. Bugün bile işçiler ürettikleri ürünlerin bir kısmını düzenlı bir şekilde okul, hastane, aşevleri ve başka sosyal projelere bağışlamaktadırlar. Bir senedir 270 çalışanıyla üretimi sürdüren Zanon işçileri, bu arada kırk yeni işçiyi de fabrikaya aldılar. Zanon işçileri Buenos Aires’teki Brukman tekstil fabrikasını işgal eden işçilerle birlikte işgal eylemlerini yeni ve daha büyük eylemlere dönüştürmeye çalışıyorlar.

Fabrika Hapishanelerinden Kurtarılmış Bölgelere

Zanon, kaliteli üretim ve iyi ödeme yapan oldukça modern bir fabrika olarak tanındığı gibi ölümcül temposu, iş kazaları ve hapishane tarzı atmosferiyle de tanınmaktadır İşçiler gurup çalışması şeklinde bölümlere ayrıldıklarından dolayı birbirlerini tanımamaktadırlar. İşçilerle dialog kurmaya çalışanlar, fabrika şefi veya bağlı bulunduğu sendikanın temsilcisi tarafından şühpeli ilan edilmektededir. İş konusunda şikayet eden her işçinin işine son verilmektedir. İşçiler örgütlenmek için futbol turnuvaları düzenlediler. Oyunun kurallarını tartışmak üzere her bölümün bir takımı ve bu takımınların delegeleri oluşturuldu. Futbol turnuvaları yanlız futbol oynamak için değildi, fabrikadaki işçi hareketini örgütlemek ve sendikanın işçiler tarafından üstlenmesini sağlamaktı. Bunun için 1998’de sürpriz bir şekilde oluşturdukları listeyle işyeri temsilciliğini ele geçirdiler. Bunun anlamı ilerde bütün sendikanın işçilerin eline geçmesiydi.

İlk grev 2000 yılında, fabrikada ilk yardım hizmeti olmaması sonucu 22 yaşındaki Daniel ferrás’ın kalp krizinden ölmesiyle başladı. Dokuz günlük grevden sonra fabrikada tıbbi hizmet verilmeye başladı. Bu olanlar  karşısında fabrika yönetimi cevap olarak iflas davasını açtı. Ücretler düzensiz ve gecikmeli ödenmeye başlandı. Ödenmemiş ücretler için yapılan bir çok kısa süreli grevlerden sonra Mart 2001’de 34 günlük greve başlandı. İşçiler, fabrikadaki sorunu insanlara anlatmak ve ücret alamadıkları için bildiri karşılığında biraz gıda ürünü toplamak amacıyla şehrin her tarafına yayılmaya başladılar.

İşçiler her gün eyalet başkenti Neuquen’in (200 bin nüfüslu) komşu şehri Rio Negro’ya bağlayan ana yolu ve köprüyü bloke ettiler. Bu eylemlerin sonunda Zanon ve eyalet meclisi ödenmemiş ücretlerin ödeneceğini açıkladılar. Buna rağmen işçiler fabrikaya dönüp, eylemlerine devam etme kararı aldılar. Bu kararın alındığı 1 Ekim 2001 günü fabrikanın işvereni tarafından fırınlar kapatıldı. Bunun üzerine işçiler fabrikayı işgal ettiler. İşveren, 380 işçiye işten çıkartıldığına dair mektup gönderdi. İşverenin bu kararı üzerine, eyalet binasının yanmasına neden olacak kadar militan eylemler yapıldı. Bir çok Zanon işçisi tutuklandı. Ama halkın işçilere olan desteği büyüktü. Öğleden sonra dışarı çıkan 3 bin göstericinin eylemi sonucu tutuklanan işçiler serbest bırakıldı.

İşçiler yeniden gıda ürünleri toplamak için şehre dağıldılar ve ödenmemiş ücretleri için dava açtılar. Mahkeme ogüne kadar alışılmamış olan bir karar aldı. Lokavtın kalkması ve depodaki malzemenin %40’nın ödenmemiş ücretler için alınmasına karar verdi. Ocak 2002’de işveren, yalnızca 62 işçiye çalışma önerisi getirdi. İşçiler bu kararı redetti ve üretimi kendilerinin üstleneceklerine karar verdiler.

İşgal edilen fabrika, çoğulcu demokrasinin ve doğrudan karar veren işçi örgütlenmesinin alanı oldu. İşçiler, geçmişte kendilerine kullandırılmayan alanlarda dahil olmak üzere fabrikanın her yerinde çalışmayı üstlendiler. Satış, Bilgisazar ve muhasebe işlerini yürütmeye çalıştılar. Kamuoyu ve basın için bir bölüm kurdular. Matbaa atölzesi ve laboratuarı çalıştırdılar. Fabrika yöneticisi, ustabaşı ve usta kaldırıldı. Bunların yerine işçiler, her zaman değiştirilebilecek biçimde her bölüme koordinatöler seçtiler. Haftalık koordinatörler toplantısına sendika delegeleri de katıldı. Görüşmeler, işçi örgütünün genel sorunları ve pratik gündeme ilişkin oluyordu. Üretim ve siyaset her şeyin temeli olarak artık birbirinden ayrılamazdı. Kararlar toplantılarda alınmaktaydı. Tartışmalar konularına göre bölümlerde, vardiyalarda veya genel toplantılarda yapıldığı gibi tespit edilen tartışma günlerinde, bütün çalışanlarla çalışma gurupları oluşturarak yapılmaktaydı. Fabrikada siyaset daha önceleri sözkonusu dahi olamazdı. Sessizce eşek gibi çalışılırdı. Mate (Paraguay çayı) içilmesi kesinlikle yasaktı. Ama bugün işçiler, dinlenmek, Mate çayı içmek için ve her şey hakkında konuşabilecekleri bir köşe kurdular. Fabrikaya ilişkin bir soru sorulduğunda herkes, üretim aşamalarını, bütün sorun ve çatışmaları, tarih ve politik projeleri detaylı bir şekilde anlatıyor. Çoğunluğu bunu bir tutku ve heyecanla yapmaktadır. Buradaki mücadele işyerini kurtarmaktan da öte bir anlam taşımaktadır. Zanon işçileri fabrakılarını savunmaya kararlılar. Öyle ki, daha önceki boşaltma tehditlerine karşı söyledikleri gibi: “Hayatımız pahasına”...

Fabrika Boşaltılamaz

Mahkeme kararının açıklanmasından sonra Zanon çalışanları harekete geçtiler. 29 Mart’taki eylem gününe Buenos Aires’ten  üç otobüs dolusu insan desteklemeye geldi. Bu eylemin başında Hebe Bonafini’nin bulunduğu ’Anneler’ hareketi (Madres de Plaza de Mayo) yürüyüş düyenleyerek “eğer bir boşaltma olursa buna karşı fabrikaya girip kendimiz direneceğiz” diye açıklama yaptılar. Üç bürokratik sendikadan biri olan CTA’da aynı şekilde fabrika boşaltılırsa bütün eyelate grev çağrısı yapacaklarını açıkladı. Neuquen’in merkezinde 1500 kişilik bir gösteri ve basın açıklaması yapıldı. İşçi hareketinden tanınmışlar, milletvekilleri ve kardinale kadar olan bu geniş desteklemeye rağmen boşaltma günü kesinleşti.

Karardan bir gün önceki gece işçilerin hapsi fabrikada kaldılar. Ana girişler seramik paletleriyle bloke edildi. İşçilerin bir kesmi fabrikanın çatısında siper edilmiş paletlerin arkasında nöbet tutarken, diğer bir kesmide sapanlarıyla fabrikanın çevresinde turlamaya başladılar.Sapancılar için beyaz bilyeler çoktan hazırlanmıştı. Çöplerin dönüşümüyle elde edilen beyaz bilyeler, daha önceki çatışmalarda da kullanıldığı için Zanon işçilerinin savunma silahı semboli haline gelmişti. Patagonya’nın dondurucu soğuğuna rağmen bir çok insan işgali desteklemek için fabrikanın önünde ayrılmıyordu. Öğlene doğru fabrikanın önünde toplanan insan sayısı 3 bine ulaşmıştı. Saat 13.00’de tasfiye kurulunun fabrikaya gelmek üzere yola çıktığı duyulduğunda, davulların ve şarkıların sesi kesildi. Polisiz gelen şirket temsilcileri, işçiler ve avukatlarıyla yaptıkları kısa bir tartışmadan sonra tekrar geri döndüler. Bu seferki boşaltma girişimide sonuçsuz kaldığı kesinleşmişti. Ve bu tarihi gün büyük bir şenlikle son erdi. Kullanılmayan beyaz bilyeler,  mücdaleye katilanlara bir anı olarak kaldı.

Ertesi gün yerel basın, “Zanon tarih yazıyor” başlıklarıyla çıktı. Zanon’da çalışan bir işçi: “Bizler tarih kitaplarına bir sayfa yaydık. Bu sayfaların iyi bir sonla çevrileceğini umut ediyorum” diyordu. Zanon ve Brukman’daki işgal eylemleri, diğer eylemlerin çıkış noktsı ve sembolü oldu. Arjantin’deki bir çok işgal eyleminin başarısızlıkla sonuçlanması bakımından, bu her iki fabrikadaki başarılı direnişin önemini daha da artırmaktaydı.Şubat ayının sonunda Buenos Aires’te 500 insanın oturduğu ‘Padelai’ binası büyük bir saldırıyla boşaltıldı. Bu boşaltma sırasında bir çok insan tutuklandı ve yaralandı. Aynı şekilde işgal edilmiş olan küçük binalara da boşaltılmak için sürekli saldırıya uğramaktadır. 23 Mart’ta San Telmo’da işsizler örgütü tarafından işgal edilen binada boşaltıldı. İki gün sonra Avellaneda sanayi bölgesinde yıllarca boş duran ve tekrar üretime geçirmek için işgal edilen gıda fabrikası Sasetru’da boşaltıldı. Zanon’daki işgali kaldıramayan devlet, işgal altında olan diğer yerlere hızla saldırmaya devam etti. 14 Nisan’da Buenos Aires’te ilçe konseyi Lezma Sur tarafından geçen sene işgal edilen ve aynı yerde İndymedia bürosunu kurduğu banka binasıda boşaltıldı.

18 Nisan’da ani bir baskınla Brukman boşaltıldı. 20 polis fabrikada bulunan dört işçiyi dışarı çıkartarak fabrikanyı abluka altına aldı. Binlerce insan günlerce ablukayı kırmaya çalıştı. İşçiler 7 bin göstericinin desteğiyle ablukayı kırmak için fabrikaya yürüdüler. İşçilerle polis arasında tam bir sokak savaşı yaşandı. Bir çok insan yaralandı ve tutuklandı. Bu çatışmadan sonra işçiler, fabrikayı geri alana kadar çadır eylemine başladılar. Bu tarihi olayında başarılı bir direnişle bitmesini diliyoruz.

Aktuelle Informationen auf spanisch:

www.argentina.indymedia.org

www.obrerosdezanon.org